"Adıyaman Üniversitesi Fetö soruşturma komisyonu
başkanı sanığa soruyor:
- Cemaat toplantılarına gitmişsin. Doğru mu?
- Evet gittim.
- Nasıl gittin?
-Arif götürdü.
-Arif kim?
-Yanınızda oturuyor.
Soruşturma şöyle devam ediyor:
-Arif bu adamı toplantılara sen mi götürdün?
-Başkanım, birlikte götürmüştük ya..."
***
Sosyal paylaşım
sayfalarında okunma ve paylaşılma rekoru kıran bu hikâye ne derece de doğru
bilemiyorum. Bu diyalog gerçekte yaşanmamış olsa bile, FETÖ mücadelesinde
yaşanan olaylar aynı bu diyalogdaki gibidir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası
başlatılan mücadelede gördük ki, FETÖ tüm Türkiye'yi ahtapot gibi sarmış,
girmediği kurum, bulaşmadığı ortam kalmamıştır.
Henüz siyaset ayağına
dokunulmadığı için FETÖ mücadelesinin eksik yürütüldüğü de herkesin artık
kabullendiği bir gerçektir.
Sıradan bir vatandaşın
teröristbaşı Fethullah Gülen'le fotoğrafı ortaya çıkarsa, o vatandaş her manada
süründürülüyor, ama bir bakan ve milletvekilinin çıkarsa hiçbir önemi olmuyor.
Hatta ödüllendirilenlere bile şahit olduk…
Bu durum FETÖ mücadelesine
zarar vermekte ve artık her ortamda eleştiri konusu yapılmaktadır. FETÖ
mücadelesinin bu sebeplerden sorgulanması bile, FETÖ'ye verilecek en büyük
destektir.
3-4 yıl önce Pensilvanya'da Fethullah Gülen'le poz
veren bazı AKP milletvekillerinin AKP'de en üst düzey görevlere getirilmesi…
15 Temmuz darbe girişimin başaktörlerinden Mehmet
Dişli'nin kardeşi Şaban Dişli'nin danışman yapılması…
Adil Öksüz ve dinlerarası diyalogcularla anılan
birinin Diyanet İşleri Başkanı yapılması bu tartışmalara malzeme olmaktadır.
FETÖ mücadelesini ise bu örnekler gölgelemektedir.
AKP bu ve buna benzer konularda özen göstermezse,
FETÖ'ye karşı mücadeleyi frenleyen konumda olacaktır.
FETÖ dershanesine gidenin
hayatını zindan edip, Pensilvanya'ya Fethullah Gülen'in ayağına gidip, elini
öpen ve ömrü FETÖ'ye hizmet etmekle geçmiş siyasilerin önünü açarsanız, bu
durum ileride adaletsizlik üzerinden sosyal patlamaya bir alan açmak olur.
AKP'nin FETÖ'nün siyasi
ayağına dokunmaması, FETÖ ile bağı olan başka partilerdeki siyasilerin "Biz FETÖ'cüysek hadi hesap sorun,
tutuklayın" efelenmesini sağlamaktadır.
AKP içindeki FETÖ'cüler
kendini rahat hissettiği için, diğer partilerdeki FETÖ'cülerde onlarda gördüğü
rahatlığa güvenmektedir.
Başta Cumhurbaşkanı
Erdoğan, kendi partisi ve başka partiler içinde bulunan FETÖ'cülerin bu
rahatlığını bozmalıdır. Sorumluluğu bunu gerektirmektedir.
FETÖ mücadelesinin
inandırıcılığı buna bağlıdır.
AKP iktidarında
güçlendirilen FETÖ'nün, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve ailesine
suikast yapma noktasına gelmesi sıcaklığını korurken, hala FETÖ izi ve gölgesi
taşıyan adamların AKP içinde ödüllendirilmesi akıl alacak gibi değildir. Ders
çıkarılması için daha ne olması gerekiyor?
Türkiye'yi işgal etme projesi
olan 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, vatanı korumak için şehit olanların
ruhunu incitmeyin, gazilerimizi üzmeyin…
FETÖ mücadelesi "o bana yakın, o bana uzak"
anlayışına göre şekillendirilmesin…
Tavizsiz olsun, adaletli
olsun ve FETÖ ile gerçek manada bağlantısı olan hiç kimsenin gözünün yaşına
bakılmasın…
Bunun ilk adımı FETÖ'nün
siyasi ayağına operasyonla başlatılmalıdır.
AKP'de bir hayli olan
FETÖ'cülerle başlayıp, tüm partilerdeki siyasi ayağı temizlenmelidir.
Aksi halde hiç kimse "FETÖ mücadelesi yapıyoruz"
diye masal anlatmamalıdır.
FETÖ'yü FETÖ yapan siyasi
ayağıdır.
Bu ayağa dokunmadığınız
sürece, bu ülkede her daim 15 Temmuz'lar yaşanmaya devam edecektir.
AKP, FETÖ mücadelesinde
kendini tekrar sorgulamalı ve nerelerde hata yaptığını görmelidir. Emin olun
AKP içindeki kripto FETÖ'cü damar oldukça diri ve güçlü durmaktadır.
DEVLET BAHÇELİ’NİN FETÖ ÖNGÖRÜLERİ
https://www.facebook.com/bozkurtcapsresmi/videos/1786614814923901/
Makaleyi Hemen Yorumla |
Yorumlar Bu içeriğe henüz hiç yorum yapılmamış. |