Geçtiğimiz hafta İYİ Partinin çok güzel bir tiyatrosuna şahit olduk.
Aslında bu tiyatro oynanırken düşen maskeleri de bir kez daha görme ve
gösterme fırsatı yaşadık.
Köşeye sıkışmış adamların çaresizliklerini, zavallılıklarını ve yalana
nasıl sarılabildiklerini izledik.
Adına "İyi"
dedikleri parti, Türk siyasetine dâhil olduğu günden itibaren kurucuları,
programı, hedefi, ilişkileri gündemde tartışılır haldedir.
Bu tartışmaları "Reklamın
iyisi, kötüsü olmaz" sözüyle değerlendiren de var, "İyi" adı altında
kötülüklerin nasıl yanyana geldiğinin görülmesi açısından önemli olduğunu
vurgulayanlarda var. Ama ben, geçen hafta sonu özellikle İyi Parti Genel Başkan
Yardımcısı Ümit Özdağ'ın oynadığı tiyatroyu ve seri şekilde yalanlara
başvurduğunu görünce durumlarının hiçte iyi olmadığını gördüm.
Ümit Özdağ öyle bir tiyatro oynadı ki, İyi parti
içinde üzerinin kapatılması gereken çok kötülük olduğunu bir kez daha anladım.
Ümit Özdağ bir yazılı açıklama yaptı. İçinde yalan olmayan cümle hemen hemen
hiç yok gibiydi.
Öncelikle yalanlarından en önemlisi olan "Başdanışman" meselesiyle
başlayalım.
Ümit Özdağ, Turuncu devrimlerin finansörü NED'in desteklediği
Denge Denetleme Ağı'nın önde gelen ismi Selda Tandoğan Demirel'in
"başdanışman" yapılmadığını, yazılı açıklaması içinde şu cümlelerle
inkar etmeye çalıştı : Öncelikle, Sayın
Meral Akşener'in başdanışmanı olarak atandığı iddia edilen Selda Tandoğan
Demirel'in hiçbir şekilde başdanışmanlık ya da danışmanlık kadrosuna atanması
söz konusu değildir.
***
Ümit Özdağ'ın "Başdanışman
değil" dediği Selda Tandoğan kim peki biliyor musunuz?
Ümit Özdağ'ın Genel Başkan Yardımcılığı yaptığı İYİ isimli partinin kurucusu…
"Başdanışman
olamaz" ama İYİ partide kurucu olabilir?
Kafalar İYİ olunca, böyle oluyor demek ki…
Ümit Özdağ'ın "Selda
Tandoğan Başdanışman değil" sözü baştan sona yalandır ve amacı "CIA'nin yasal
penceresi" ile ilişki ağı
olanların üzerini kapatmaktır.
Selda Tandoğan kurucusu olduğu partide aynı zamanda
başdanışman olduğunu "Sayın
Genel Başkanımızın şahsıma tevdi ettiği, büyük onur olan Genel Başkan
Başdanışmanlığı görevi için takdirlerine şükranlarımı sunuyorum"
sözleriyle duyurmuştu.
Meral Akşener'in gazetesi Yeniçağ'da bu durumu "Akşener'in
başdanışmanı Selda Tandoğan Demirel oldu" başlığı ve İYİ Parti de Genel
İdare Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Divan üyelerinin görevlerinin
açıklanmasının ardından Genel Başkan Meral Akşener'in başdanışmanı da belli
oldu. Kurucular kurulu üyesi Selda Tandoğan Demirel, Akşener'in başdanışmanı
oldu." içeriğiyle haber yapmıştı. Hatta uzunca biyografisini
yayınlamıştı.
Ümit Özdağ bu şekilde rezil olacağını bile bile
niçin yalana ve inkâra başvurmuştur?
Büyük ihtimal Selda Tandoğan Demirel'i İYİ Parti'ye
getiren, onu kurucu yapan, ona referans olan Ümit Özdağ'dı. Parayı seven Meral
Akşener'de "belki bize de fon
gelir" diye kendine Başdanışman yapmıştı.
Selda Tandoğan Demirel'in CIA'nin yasal penceresi
olarak bilinen National Endowment for Democracy (NED) adlı kuruluşla bağlantılı
Denge Denetleme Ağı'nda etkili ve yetkili biri olmasının haber yapılması her
ikisini de panikletip, inkâr yoluna götürmüştür.
Yeniçağ gazetesi yaptığı haberin linkini, Selda
Tandoğan Demirel'de sosyal medya hesabına yazdığı "Başdanışman" sıfatını apar topar silmiştir.
İYİ Partiye kurucu yaptıkları kadına birden vebalı
muamelesi yaparak yok saymışlardır. Onun adına biz seslenelim : Meral hanım ve Ümit efendi o bayan sizin
partinin kurucusu…
Selda Tandoğan Demirel'in etkili ve yetkili olduğu
kuruluş hakkında özet bilgi şudur : 1983 yılında kurulan NED adlı kuruluş, eski CIA ajanlarının
çalıştığı ve özellikle Ortadoğu'ya Amerikan emperyalizminin çıkarları
doğrultusunda şekil veren politikaların yaygınlaşmasını sağlamasıyla biliniyor.
NED, Türkiye ve benzeri ülkelerdeki STK'lara finans desteği veriyor. 2012'de
destek verdiği mali kuruluşlar arasında Taraf gazetesinin de yer aldığı NED,
Denge ve Denetleme Ağı'na da 700 bin dolar civarında finans sağlamıştı.
***
Şimdi soralım, böyle tarif edilen bir yerde etkili
bir ismi İYİ Parti'de kurucu ve başdanışman yaparak neyi hedefliyordunuz?
Türkiye üzerinde hangi operasyonu gerçekleştirmeyi
düşünüyorsunuz?
Bunlar, FETÖ'nün Türkiye'de operasyon gazetesi
olarak kullandığı TARAF'a 700 bin dolar verdiyse, İYİ Parti bu küresel pastadan
ne ölçüde pay beklemektedir?
Gelelim Ümit Özdağ'ın, başka bir yalanına…
O yalanda "İYİ parti programında NATO'ya bağlılık ve eşit
vatandaşlık kavramlarının olduğu iftirasıdır. Oysa parti programında eşit
vatandaşlıkla ilgili hiçbir ifade yoktur." cümlesinin tamamıdır.
Meral Akşener'e Ahlat'ta NATO konusunu
sorduklarında "O
bölümü Ümit Özdağ yazdı" demişti.
Ümit Özdağ bu sebepten tutuşmuş olmalı ki, "Başdanışman" konusunda ve "Eşit
Vatandaşlık" konusunda olduğu gibi, bu NATO konusunda da inkâr ve
yalan yolunu tercih etmişti.
İYİ Parti programında NATO'ya resmen bağlılık ifade edilmiştir.
Hem de NATO'nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı
Orgeneral Curtis Scaparrotti'nin "NATO'daki
görevlerinden uzaklaştırılan subayların 15 Temmuz'da yer aldığına
inanmadığını" söylemesi biline biline bu bağlılık ifade edilmiştir.
Kendi gazeteleri Yeniçağ bile "NATO,
FETÖ'ye sahip çıktı" derken, İYİ Parti programında NATO güzellemesi
niçin yapılır ki?
"Türkiye'de farklı gelişmeler olacak" diye 15 Temmuz'dan aylar önce MHP'deki
görevlerinden istifa edip, arkasına bile bakmadan kaçan Ümit Özdağ'ın elbette
bir bildiği vardır!
Ümit Özdağ'ın bir başka yalanı da teröristbaşı
Öcalan'a ait "Eşit
Vatandaşlık" kavramının İYİ Parti programında yer almasıyla
alakalıdır.
"Parti programında eşit vatandaşlıkla ilgili hiçbir ifade
yoktur." diyerek rezil olmada sınır tanımayacağını
göstermiştir.
Oysa İYİ Parti'nin kuruluş toplantısının yapıldığı
gün medya kuruluşlarına dağıtılan parti programında aynen şu ifadeler yer
alıyordu : Partimizin Doğu, Güneydoğu
sorununa ilişkin öncelikle tüm ülkede eşit vatandaşlık
zeminine oturan sağlam bir demokrasi ve özgürlük ortamını geliştirecektir.
Çıkış noktamız demokrasi, bireysel hak ve özgürlük taleplerinin karşılanması,
demokrasinin tabana yayılması, ülkenin ve bölgenin ekonomik kalkınmasının
sağlanması, bölgeler arası gelişmişlik farkının kapatılması ve refah toplumunun
yaratılmasıdır."
***
Bu cümleler aynı teröristbaşı Öcalan ağzı gibidir,
aynı PKK'nın siyasi taşeronu HDP ağzı gibidir, aynı PKK'lıların ağzı gibidir.
Hepsinin ortak propagandası bu cümlelerle aynıdır. Yani anlayacağınız "Eşit Vatandaşlık" bir Öcalan
üretimidir. Ümit Özdağ tutuştuğu için bunda da doğal olarak inkâr yolunu tercih
etmiştir.
"Eşit vatandaş kavramı parti programımızda vardı, gelen tepkiler
sonrası silmek zorunda kaldık" deseydi inanın
bu kadar rezil olma durumuna düşmezdi. Bir de utanmadan, bu konuyu
eleştirenleri iftira atmakla suçluyor.
İYİ Parti kurucusu Ali Türkşen, Nihat Genç'in
eleştirilerine cevap verirken "Eşit vatandaşlık" ifadesini içeren paragraf olduğu
gibi çıkarıldı." demedi mi?
Yeniçağ gazetesi yazarı Batuhan Çolak köşesinde
"Parti
programında eleştirilen en önemli konu ise; "Doğu-Güneydoğu"
sorununun çözümü için sunulan "eşit vatandaşlık" tanımlaması. Parti
ön programında konu şu şekilde geçiyordu: "Partimizin Doğu Güneydoğu
sorununa ilişkin öncelikle tüm ülkede eşit vatandaşlık zeminine oturan sağlam
bir demokrasi ve özgürlük ortamını geliştirecektir." Buradaki sorunlu
tanım, parti programından çıkarıldı. Dolayısıyla partinin resmi tüzük ve
programında "eşit vatandaşlık" tanımı bulunmuyor." diye yazmadı mı?
Kendilerinin "sorunlu
tanım" dediği, teröristbaşı Öcalan'a ait kavramı, İYİ Parti'nin
programına koyan ve tepkiler gelince silen nihayetinde kendi aranızda olan
birisidir. Onu da mı parti programına sen yazdın Ümit Özdağ, tutuştun böyle?
Meral Akşener'in kuracağı partiye aylar öncesinden
destek olacağını açıklayan Nihat Genç'in "Apo'nun dile getirdiği, liberallerin
söylediği 'Türkiye'de etnik vatandaşlık' gibi tuhaf anlama çıkan, ayrı bir
federasyon kurulmasının önünü açan 'eşit vatandaşlık' diye birşey. Vatandaşlık
ayrı, eşit vatandaşlık ayrı. 30 yıl bunu pişirdiler şimdi programa koydular.
Daha program yayınlanmadan 'koymayın' dedik. Siz Türk milliyetçisi değil
miydiniz. Batı'nın 30 yıldır Türk milletine dayatması neydi. Bir FETÖ, iki PKK.
İkisine de imzanı atmışsın. İttifak haline gelmişsin, bunu söylemeyelim
mi?" şeklindeki tepkisi zaten herşeyin özeti olmuştur. Ümit
Özdağ, hadi biz sana göre "iftiracıyız".
Ya kurucunuz Ali Türkşen, ya yazarınız Batuhan Çolak ve size ilk desteğini
açıklayan Nihat Genç'te mi iftiracı?
Meral Akşener'in evinde kahvaltı yapacak kadar ona
yakın olan Fatma Sibel Yüksek isimli yazar bile Ümit Özdağ'ın yalanları
karşısında dayanamayıp "Ümit Bey, kusura bakmayın ama doğru
söylemiyorsunuz." diyorsa, Ümit Özdağ'ın herhalde artık İYİ bir istifa
metnini yayınlaması gerekiyor.
Gerçi, İP Genel Başkanı Meral Akşener bile "BİZE GELEN GÖMLEĞİNİ ÇIKARMASIN"
dedikten sonra, Ümit Özdağ bunca yalandan sonra niye istifa etsin ki?
Tencere yuvarlanmış, kapağını İYİ bir şekilde
bulmuştur.
Masonu var, HDP, PKK severi var, "FETÖ imamıyım" diyeni var,
solcusu, devrimcisi var, Soroscusu, CIA'cısı var… Hepsi gömleğini çıkarmadan
duruyor zaten…
Bunlara "İYİ" vurdukça dökülüyorlar…
Vurun ha vurun…
Makaleyi Hemen Yorumla |
Yorumlar Bu içeriğe henüz hiç yorum yapılmamış. |