1 Kasım seçimleri sonrası,
FETÖ merkezli ama çok cepheli operasyonlara maruz kalan MHP, 18 Mart 2018
tarihinde 12. Olağan Büyük Kurultayını dostun gurur duyacağı, düşmanın
kahrolacağı bir coşkuyla gerçekleştirdi.
Kurultay günü, kurultayın
anlam ve önemine dair bir yazı yazmıştım.
Ama kurultay sonrası bir
değerlendirme yazısını bugüne kadar yazamamıştım.
Kurultay sonrası bazı
gelişmeleri ve kurultayın sonucuna göre yapılan yorumları dikkatle takip ettim.
MHP'nin 12. Olağan Büyük
Kurultayındaki coşkuyu özellikle MHP'nin MYK ve MDK organlarına yeni seçilen, o
görevlerde tekrar tercih edilmeyen, başvuru yapıp giremeyen insanlar üzerinden
gölgeleme gayretine girenler oldu.
Bazı isimlerde elbette bu
art niyetli kişilere malzeme üretmeye çalıştı.
Bu durumu kurultayın hemen
sonrası hissettiğim için, kendi çapımda bu atmosferi engellemek için "MHP'nin 12. Olağan kongresinde
partimizin
MYK-MDK üyesi olarak seçilen ve MHP'nin başarısı için
emek verecek tüm Ülküdaşlarımıza görevlerinde başarılar diliyorum. MYK-MDK
görevinden ayrılanların arkasından" Allah razı olsun", yeni göreve
başlayanlara "Allah yardımcınız olsun " demek ölçüsüyle..." şeklinde
sosyal medya sayfamdan bir mesaj paylaşmıştım.
Bugün, MYK toplantısında
MHP'nin yeni Başkanlık Divanı üyeleri seçilecek, belki bunun üzerinden de yine
aynı fitne odakları tarafından kurultay coşkusunu gölgeleme çabaları olacaktır.
Oysa "Biz gelirken birileri gitti, Biz giderken de birileri
gelecektir" ölçüyle bakılsa, milyonlarca oyu olan MHP içinde 114
kişiden oluşan parti organı için ne gidenler üzerinden, ne gelenler üzerinden
fitne üretecek pay zaten, çıkmaz.
Çalışma kadrosunu seçen,
belirleyen lider iradesi dün seçince iyi, bugün tercih etmeyince kötü diye bir
durum olmaz.
O yüzden gelen ve giden
üzerinden fitne yaratmaya çalışan sadece MHP'ye zarar verenlerdir.
Yeni gelen ve giden isimler
içinde elbette sevdiklerin ve sevmediklerin vardır.
Bu herkesin kendi
yaşadıklarına dair bakış tercihidir.
Şahsen benimde tekrar görev
almayanlar içinde çok sevdiğim kişiler olduğu gibi, sevmediğim kişilerde vardı.
Görev alanlar içinde de çok sevdiklerim olduğu gibi, karakterini sevmediğim
hatta tüm sosyal medya hesaplarımdan engelli kişiler bile var.
Ama bu demek değil ki,
gidene vuralım, gelene vuralım.
Bunun davamıza ne faydası
olacaktır?
Lider iradesiyle oluşan
liste bir dönemin çalışma ekibi olacaktır.
Dün başka isimlerdi, bugün
başka isimler…
Bazıları da değişmeyen aynı
isimler.
MHP'nin MYK ve MDK
organları için binlerce başvuru yapılmışken, içinden sadece 114 kişi tercih
etme durumunu göz önüne aldığımızda elbette herkesin memnun olması mümkün
değildir. Samimice hizmet etmek isteyen ama bu hedefine ulaşamayanları tenzih
ederim ama bazıları da sırf bu memnuniyetsizliği "MHP'ye nasıl zarar veririm" diye kullanmaktadır.
MHP'de en yüksek görevlere
getirildiğinde "Niye milyonlar
içinden ben seçildim" diye minnet duymayanların, tekrar aynı görevlere
getirilmeyince fitne ateşini yakmaya çalışmasının anlamını da Ülkücü şuur iyi
irdelemeli ve notunu vermelidir.
"Ben yoksam liste
kötü, ben varsam her şey dört dörtlük" gibi bir mantık zaten başlı başına
sakat bir mantıktır.
Fitneye zemin hazırlayan bu
gibi düşüncelerdir.
Belki sen kendi
eksikliğinin farkında değilsin, belki sen başka alanda daha büyük hizmetlere
devam edeceksin, belki de senin bir alanda görevlendirilmen başlı başına
hataydı. Bunu elbette zaman bizlere gösterecektir.
Nöbet değişikliği
yapıldıysa bu ölüm değildir. Belki başka nöbetlerde karşılaşacağız ve yine "Lider, teşkilat, doktrin" parolasını
söyleyeceğiz.
MYK, MDK üyesi olunca kimse
"Kutsanmış Ülkücü"
olmuyor.
Geçmiş dönem listelerinde,
hançeri saplayıp başka partiye geçenleri tanımadık mı?
Demek ki, karakter
olmayınca MYK, MDK gibi sıfatları taşımanın bir anlamı ve özelliği yoktur.
Geçmişte bunu bize birçok isim örnekleriyle göstermiştir.
MYK, MDK sıfatlarını yıldız
gibi parlatan çelikten karakter, davaya yapılan hizmetler, sadakatle lidere
bağlılık özellikleridir.
Ne mutlu bu ve benzeri
özellikleriyle görevini tamamlayan ve halen devam eden kişilere…
Önümüzdeki süreçte görevi
olan, olmayan tüm Ülkücülere büyük vazifeler düşmektedir.
Günümüzde Türk
milliyetçiliği kendi gücünü birçok alanda göstermektedir.
Bozkurt sembolleri ellere,
gönüllere, beyinlere şekil vermektedir. Türkiye'nin bu atmosfere gelmesinde MHP
Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin devlet adamlığı ustalığı ve stratejik
düşünceleri vardır.
Türk devleti, emperyalist
devletleri arkasına alan terör örgütlerine karşı mücadele verirken, Türkiye'de
milli ruhun diriliğini ayakta tutan ve yine tutacak olan Ülkücülerdir.
Türkiye'nin milli imarını
yapacak olan Ülkücüleri, MHP kurultayından sonra MYK-MDK listeleri üzerinden "Sen görev aldın, ben alamadım"
tartışmasına muhatap etmenin, enerjiyi bu manada tüketmenin anlamı yoktur.
Bunu kim yapıyorsa, bilin
ki düşman cephesine silah taşıyordur.
MHP'nin 12. Olağan Büyük
Kurultayının Türk milletine hayırlar getirmesi dileğimle, MHP'nin yeni
başkanlık divanına, MYK ve MDK üyelerine yeni görevlerinde başarılar diliyorum.
Yaşasın MHP, yaşasın Ülkücü
Hareket…
Yaşatanlara selam olsun..
Makaleyi Hemen Yorumla |
Yorumlar Bu içeriğe henüz hiç yorum yapılmamış. |