İP Kurucu Üyesi Neslihan
Seven'in 2 Şub 2018 tarihinde "Kardeşim
Kerim Çoraklık İYİ Parti Stratejik İletişim Merkezi Başkan Yardımcısı olmuştur.
Kurumsal Sosyal Medya'dan sorumlu olacaktır. Kendisini tebrik ediyor,
başarılarının devamını diliyorum." Diyerek duyurusunu yaptığı Kerim
Çoraklık, FETÖ'cü iddiasıyla gözaltına alındı.
Daha öncede aynı suçlamayla
3 ay tutuklu kalmıştı. Elbette Kerim Çoraklık hakkında
kararı yargı verecektir.
Bizim kesin hükümlerle suçlamamız doğru olmaz. Tüm FETÖ mensuplarının destek
verdiği bir partide de bu ve bundan sonra çok şahit olacağımız buna benzer
hadiselere de asla şaşırmayacağız.
Bugün, bu partide hemen
devreye giren "inkâr et"
modeline değineceğim.
İP Kurucu Üyesi Neslihan
Seven ve birçok İP'linin duyurusunu yaptığı bu görevlendirme, şimdi FETÖ
gözaltısı sonrası inkâr ediliyor.
Kerim Çoraklık'ın
partileriyle bir alakasının olmadığını gazete ve televizyonlara açıklama
telaşına düştüler. İP'in sözcülüğüne soyunan malum gazetede hemen "Sözcü'den Can Özçelik'e konuşan İYİ
Parti'den üst düzey yetkililer, Çoraklık'ın partinin 'sosyal medya danışmanı'
olmadığını, teşkilatta profesyonel olarak görev almadığını söyledi."
haberini yaptı.
Kerim Çolak'ın Meral
Akşener ve diğer İP üst düzey yöneticileriyle genel merkezde çekilmiş olduğu
fotoğraflar albüm olacak düzeydedir.
"Hizmet Molotof atmaz, gül atar"
twitleriyle FETÖ savunması yapan birisinin kendilerini yakacağını
bildiklerinden "Biz tanımıyoruz,
bizde bir görevi yok" triplerine giriyorlar.
Parti kurucusu demek ki,
kurduğu partiden haberi yok…
Bunların inkâr eğilimi
çoktur. Daha öncede CIA bağlantılı sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik
yapan Kevser Selda Tandoğan Demirel Meral Akşener'in Başdanışmanı yapıldığında
aynı inkâra başvurmuşlardı.
O zamanda İP'li Ümit Özdağ "Öncelikle, Sayın Meral Akşener'in
başdanışmanı olarak atandığı iddia edilen Selda Tandoğan Demirel'in hiçbir
şekilde başdanışmanlık ya da danışmanlık kadrosuna atanması söz konusu
değildir. " açıklaması yaparak inkârcı başı olmuştu.
Oysa "Başdanışman" olduğuna dair haber, Yeniçağ gazetesinde "Akşener'in başdanışmanı Selda
Tandoğan Demirel oldu" başlığıyla "İYİ Parti de Genel İdare Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Divan
üyelerinin görevlerinin açıklanmasının ardından Genel Başkan Meral Akşener'in
başdanışmanı da belli oldu. Kurucular kurulu üyesi Selda Tandoğan Demirel,
Akşener'in başdanışmanı oldu." Şeklinde çok uzun bir haber
yayınlanmıştı.
CIA bağlantısının ortaya
çıkmasından dolayı inkâr edilen bu bayanın yetkili olduğu Denge Denetleme Ağı
isimli kuruluş hakkındaki ilişkiler özet olarak şu olduğu için
tutuşmuşlardı:
1983 yılında kurulan NED
adlı kuruluş, eski CIA ajanlarının çalıştığı ve özellikle Ortadoğu'ya Amerikan
emperyalizminin çıkarları doğrultusunda şekil veren politikaların
yaygınlaşmasını sağlamasıyla biliniyor. NED, Türkiye ve benzeri ülkelerdeki
STK'lara finans desteği veriyor. 2012'de destek verdiği mali kuruluşlar
arasında Taraf gazetesinin de yer aldığı NED, Denge ve Denetleme Ağı'na da 700
bin dolar civarında finans sağlamıştı."
***
Fakat traji-komik olan
şuydu.
"Başdanışman değil" diye inkâr ettikleri bu kadın, İP'in
kurucuları arasında yer alıyordu. Partiye kurucu yapıyorlar ama "Başdanışman" olmasını
şiddetle inkâr edecek kadar acizliğe batıyorlardı.
Parti program taslağına "Kürdistan" ifadesini koyup
inkâr ettikleri gibi, parti programına teröristbaşı Öcalan'ın "Eşit Vatandaşlık" kavramını
koyup inkâr ettikleri gibi köşeye sıkıştıklarında her şeyi inkâr ediyorlar.
Sırf inkâr ettikleri şu
konulara bakın nasıl bir proje parti olarak kurulduklarını anlarsınız.
Kerim Çoraklık inkârı da bu
projenin parçasıdır.
Taktikleri tam bir FETÖ
taktiği zaten.
Köşeye sıkıştıklarında
resmen üç maymunu oynuyorlar.
Meral Akşener MHP'de iken
Hillary Clinton ile bir görüşme yapmıştı.
Görüşmeye de danışmanı
olarak Ali Serim diye biriyle gitmişti.
O Ali Serim daha sonra
FETÖ'nün Taraf gazetesinde ve Kürdistan Haber sitesinde yazarlık yaptığı ortaya
çıkmıştı.
Meral Akşener hiç bunlara
değinmeden, benim yazılarıma "Sayın
Ortadoğu yazarları, öyle yazıp duruyor. Ali Serim benim bir öğrencimdir.
Sevilen bir gençtir. ANAP çizgisinden geliyor. İyi bir ailenin oğludur. Yazık
olan benim talebe oldu. Bu işlerle alakası olmayan kişidir." Cevabını
yine inkar ederek vermişti.
Hep inkâr inkâr…
Yazarlık yaptığı yerlere
bak, Meral Akşener'in kurduğu cümlelere bak…
Ali Serim'de zaten onun
için "Meral Akşener üniversite
yıllarında hocam oldu. Çok beğenirim kendisini." diyerek övüyordu.
Kürdistan haber sitesinde
yazarlık yapandan Meral Akşener rahatsız değil, Meral Akşener'den de o
sayfalarda yazarlık yapan biri rahatsız değildir. Karşılıklı birbirlerini
bulmuşlardır.
Önümüzdeki dönem çok olay
patlak verecek ve hepsini yine inkâr edeceklerdir. Çünkü inkârcılık ruhlarına
işlemiştir.
Ortada bu kadar belge,
doküman, video, görüntü varken olayları inkâr edebilenlerin karakterini tarif
için kelimeler yetmiyor.
Kerim Çoraklık'ı bile
anında satan, Sözcü gazetesi gibi gazeteler üzerinden inkâr edenler önümüzdeki
günlerde kimleri kimleri satacak hep beraber göreceğiz.
Gün gelecek bu parti "Hocaefendiyi bir gün herkes
anlayacak. Ne mutlu şimdiden anlayana" diyen genel başkanlarını bile "tanımıyoruz" diye inkâr
edeceklerdir.
Neyi inkâr ederlerse
etsinler, maskeleri artık düşmüştür.
Makaleyi Hemen Yorumla |
Yorumlar Bu içeriğe henüz hiç yorum yapılmamış. |