Biliyorsunuz
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Meral Akşener'in, Temel Karamollaoğlu'nun partisinde "Demirtaş'a Özgürlük"
naraları yükselmeye devam ediyor. Çünkü 16 Nisan referandumundaki HDP ile olan
birlikteliklerini korumak istiyorlar. Çok cepheli saldırıyla, Cumhur İttifakına
zarar vereceklerini düşünüyorlar.
O yüzden
yatıyorlar "Demirtaş'a
Özgürlük", kalkıyorlar "Demirtaş'a
Özgürlük"…
Bu cephe
PKK'lı Demirtaş'a özgürlük için adeta çırpınırken, MHP Lideri Sayın Devlet
Bahçeli'de "FETÖ ve PKK faaldir!
Öyle ki, tescilli ve sabıkalı PKK'lı Demirtaş'ın serbest kalması için yoğun bir
kampanya söz konusudur." Diyerek bu manzaraya işaret etmiş ve "Peki, ülkü ve ülke sevdalısı olan,
davalarının gözü kara yiğitleri olarak bilinen mesela Alaattin Çakıcı, mesela
Kürşat Yılmaz, 100 bin ülkücünün imzasıyla aday gösterilseydi, bu
kahramanlarımız için de cezaevinden çıkarılmaları için bir kampanya yapılacak
mıydı? Hain el üstünde, vatan ve millete sadakat duyanlar geri planda! "
tespitinde bulunmuştu.
Bu tespit
sonrası "Demirtaş'a Özgürlük"
narası atan CHP, HDP, komünistler, devrimciler adeta çıldırdı. Bunların
medyası, Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz'ın sicili sıralayarak "İşte Devlet Bahçeli'nin Yiğit
Kardeşleri" başlıkları attılar.
HDP Eş Genel
Başkanı Kabasakal Sezai Temelli'de "Bahsettiği
cezaevindekiler mafya bozuntuları. Mafya bozuntularını kalkmış cumhurbaşkanlığı
adaylığı için mevzu bahis haline getiriyor. Adayımızla aklı sıra kıyaslama
yapıyor. Senin buna gücün yetmez. Sen ağzına bizim adayımızın adını da bizi de
alma. " diyerek nasıl bir komedyen olduğunu göstermiştir.
Kundaktaki
bebekleri bile öldürecek kadar alçak olan, on binlerce masumun katili olan bir
terör örgütüne hizmetkârlık yapacaksın ama Kürşat Yılmaz ve Alaattin Çakıcı'dan
bahsederken "mafya bozuntusu"
diyeceksin…
Sezai
Temelli, sen kendini partini huzur evi, terörist Demirtaş'ı ve Öcalan'ın iyilik
meleği mi sanıyorsun?
Bunların
elinde on binlerce masumun kanı vardır.
Asker, polis
ve masum insan öldürmeyi bırak, kandırıp dağa çıkardığı kişileri bile öldüren,
onlara tecavüz eden, uyuşturucu kaçakçısı bir örgütün mensuplarını sen melek mi
sanıyorsun?
Kabasakal sen
önce terör örgütüne sahip çıkan siyaset bozuntusu olmayı bırak, senin gibi
siyaset bozuntularının haddine mi MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye laf yetiştirmek?
Savunduğun
PKK'lı Demirtaş ve sen, terör örgütünün hizmetkârı ve kölesisin. Yüreği, eli,
ruhu terör örgütünün kanıyla kirlenmiş Kabasakal, Alaattin Çakıcı sana "Devlet Bahçeli'yi ağzına alacak adam
mısın? Bak beni dinle, ben bu ülkede çok adam bayılttım seni de
bayıltırım." diye seslenmiş…
Cevap
verebildin mi?
Hala terör
örgütü PKK eylem yapsa, kan dökse de, HDP Genel Merkezi'nde neşemizi bulsak
diye haber bekliyorsun değil mi?
Ya da
Afrin'de Türk ordusunun böcek gibi ezdiği 4500 terörist yoldaşlarının ağıtını
yakıyorsun değil mi Kabasakal Sezai?
FATİH ALTAYLI 15 TEMMUZ ÖNCESİ VE
SONRASINI HATIRLA
Fatih Altaylı
köşesinde "Çoğunluk,
"Bahçeli'nin her dediği oldu, bu da kesin olur" diyor.
Ben ise hiç ama hiç o kanaatte değilim.
Çakıcı'nın son dönemdeki söylemlerini,
ifadelerini ve yazdıklarını takip edenler de benimle aynı fikirdedir.
Çünkü Çakıcı son dönemde Cumhurbaşkanı
Erdoğan'a yönelik çok ağır sözler kullandı.
Hakarete varan laflar etti.
Hasmane bir tutum takındı.
Cumhurbaşkanı'nın tüm bunları bir kenara
bırakıp Çakıcı'yı da kapsayacak bir affı düşünme ihtimali sıfır.
Eşyanın tabiatına aykırı." cümlelerini yazmış…
Fatih Altaylı
aslında bu yazıyla "Alaattin Çakıcı
sana hakaret etmişti, asla affetme onu" hatırlatmasıyla, bir nevi
fitne yapıyor.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan unuttuysa, ona bu hatırlatmayı yapıyor.
Fatih
Altaylı, 15 Temmuz sonrası birçok şeyin değiştiğinin farkında ama sanırım işine
gelmiyor.
Fatih
Altaylı, sırf 15 Temmuz öncesi AKP-MHP ilişkisine baksa bile birçok ilişkinin
nerden nereye geldiğini anlar.
Alaattin
Çakıcı cezaevi psikolojisiyle geçmişte MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye bile
ağır sözlerde bulunmuştu.
Ölçü bu
olsaydı, MHP Lideri Devlet Bahçeli, Alaattin Çakıcı'ya bu şekilde sahip çıkar
mıydı?
Alaattin
Çakıcı'da zaten çıkarıldığı bir mahkemede "Cumhurbaşkanımıza hakaret ettim, ağızdan çıkan söz inkâr
edilemez. Ama 15 Temmuz'dan evvel söylediğim bir sözdür"
demiştir.
15 Temmuz'dan
sonrada her daim Cumhurbaşkanı Erdoğan'a aynı bizler gibi sahip çıkmış ve "Rabbim şahidim, kimseye biat etmem,
sadakatimiz devletimizedir. Kamuoyunda Cumhurbaşkanına söz verdim bu zorlu
süreç içerisinde" demiştir.
Sayın
Altaylı, 15 Temmuz öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yazarlar içinde belki de en
fazla dava açtığı yazar benimdir. Ömrümü adliyede geçirmemi sağlamıştır. Sayın
Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm davalarını çektiği halde, oğlu Bilal Erdoğan'ın
açtığı davayı ısrarla geri çekmemesine rağmen, bugün bizler Türkiye'nin
geleceği, varlığı adına ona destek veriyoruz. İllet ittifakı karşısında onun
kazanması gerektiğini vurguluyoruz.
Türk
milliyetçileri için 15 Temmuz günü bir milat olmuştur.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın doğrularını sonuna kadar savunduğumuz gibi, yanlış olan adımları
olursa da elbette eleştiriyoruz.
O yüzden 15
Temmuz öncesi ve 15 Temmuz sonrası diye bir zaman dilimi Türk milliyetçilerinin
arşivinde mevcuttur.
PKK'lı
Demirtaş'a sahip çıkanların olduğu bu ülkede, babası Ülkücü şehit olan Alaattin
Çakıcı'ya elbette sahip çıkacağız.
O yüzden
fitnelerle buna set kurmaya kalkmayın…
Makaleyi Hemen Yorumla |
Yorumlar Bu içeriğe henüz hiç yorum yapılmamış. |