"Diyelim ki AK Parti'ye oy vermedin de gittin,
Cumhur İttifakı'nın bir diğer ortağı MHP'ye oy verdin. Bunun sana ve ülkeye
getirebileceği riskleri hesapladın mı?
Mesela yarın MHP ile AK Parti'nin seçim ortaklığı sona
erdiğinde ne olacağını hiç düşündün mü?
Olacakları sana söyleyeyim.
O çok sevdiğini söylediğin ve desteklediğin
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tam da muhalefetin istediği duruma sokacak, kolsuz
kanatsız ve çaresiz bırakacaksın.
Mesela Meclis, atılacak tüm adımlara, yapılacak tüm
yatırımlara itiraz ederek sistemin önünü tıkayacak. Mesela, Meclis'te çoğunluğu
ele geçiren muhalefet 400 kişiyi bulduğu an senin oy verdiğin Cumhurbaşkanı'nı
koltuktan indirebilecek. " bu cümleler AKP'nin
yandaşı olarak anılan Türkiye gazetesinde çıktı.
Yazarı da Süleyman Özışık…
Cumhur ittifakını
zedelemeye yönelik bundan iyi fitne üretilemezdi.
Elbette her parti
milletvekilliği seçimleri için kendi kurumsal kimliği altında, kendi
adaylarıyla yarışa girecek.
AKP'nin kendine ait
milletvekili adayları olduğu gibi, MHP'nin de kendi milletvekili adayları
olacak.
Ama bu cümleler buram buram
fitne, ayrışma ve ölçüsüzlük kokmaktadır.
Şu cümlelere bakar mısınız,
sistemi açan, siyasi krizlerin önüne geçen MHP gibi bir partiye oy verilmesini "sistemin önünü tıkayabilmekle"
itham ediyor.
Artılarını, eksilerini
değerlendirip AKP'ye oy isteyebilirsin de, direkt MHP'nin adını vererek "Oy vermeyin" demek Cumhur
İttifakının adabına, edebine yakışıyor mu Süleyman Özışık?
Ya böyle bir yazıyı gazeteye koyabilen Türkiye
gazetesi?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi'nin en büyük pay sahibi ve ölçülü koruyucusu olan MHP iken, MHP'yi bir
CHP, bir HDP, bir İP gibi gören bu üslupla kime hizmet ettiğinizi sanıyorsunuz?
Başta MHP Lideri Sayın
Devlet Bahçeli ve kadroları, Cumhur İttifakının anlamı ve önemini titizlikle
korumaya çalışırken, MHP'ye oy verilmesinin risklerinden ve sistemi tıkamaktan
bahsederek, MHP ve AKP mensuplarında oluşan sıcak gönül bağını bozunca kimden "aferin" alacaksınız?
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin
ortaya koyduğu ölçü "24 Haziran
seçimleri devlet ve milletimizin bekasına yönelik tehditlerin Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi'ne geçişiyle bertaraf edileceği tarihi bir dönüm noktasıdır.
" şeklinde iken, MHP'yi yarın AKP'nin arkasından iş çevirecek gibi bir
tarifle ifade etmek en basit tabirle işgüzarlıktır.
16 Nisan referandumunda,
adeta kalbi ve beyni olan Ankara ve İstanbul'da ilk defa kayıp yaşamış AKP'nin,
MHP ile arasının açılması ve bu tür kaba üslup ve fitnelerle araya mesafe
konulması AKP'ye fayda mı getirecek?
Süleyman Özışık ve akıl
hocaları, bu hesaplamayı nasıl yaptı yahut hangi hesap peşindedir?
Süleyman Özışık ve
benzerlerinin bir merkezden yönetildiği çok açıktır.
Mesela Star gazetesi yazarı
Nuh Albayrak'ın iki hafta önce yazdığı "Yani
bir AK Partilinin oyunu MHP'ye vermesinin, Cumhur İttifakı dışındaki herhangi
bir partiye vermesinden farkı yoktur. Şer cephesinin Erdoğan düşmanlığı için
dizayn etmeye çalıştığı parlamentoda, daha da kritik rol kazanacak olan
MHP'nin, AK Parti'yi ne kadar zorlayacağı son dönemlerde yaşananlardan rahatça
tahmin edilebilir. " cümleleriyle Süleyman Özışık'ın ki adeta
birbirinin kopyasıdır.
Her iki yazarın yazasında
MHP'ye yönelik bir üslup bozukluğu vardır.
Mesele Türkiye'nin varlığı
ve geleceği olduğunda her türlü siyasi fedakârlığı yapabilen ve bunu da
defalarca ispat etmiş MHP'ye yönelik bu üslup sinsidir, akıl dışıdır, vicdan
yoksunudur. Bu üslup inanın AKP'ye bile bir şey kazandırmaz.
Cumhur ittifakını oluşturan
partiler ve onlar adına konuşanlar oldukça dikkatli olması gerekir. Siz hiç
MHP'ye yakın yayın organlarında herhangi bir yazarın "AKP'ye oy vermeyin" gibi kaba üslupla beslediği bir
yazısına rastladınız mı?
Özellikle 15 Temmuz sonrası
AKP tabanında MHP'ye yönelik çok büyük bir teveccüh vardır. Bu teveccühün önüne
geçmenin yolu, MHP'yi hak etmediği kavramlarla anmak ve bu şekilde yaftalamak
değildir.
Belki düne kadar AKP'ye oy
veren seçmen bu seçimlerde oyunu MHP'ye, MHP'ye oy veren seçmen AKP'ye oyunu
verecektir.
Ama adı "Cumhur" olan bir ittifak kurmuş
bu partiler seçimlere kadar birbirine bu üslupla muhatap olursa, bu ittifak
yara almaz mı?
Yarın, MHP'de mi bu üsluba
başlamalıdır?
Aynı yakıştırmaları, MHP'li
bir yazar AKP'ye yönelik yapsa bu Cumhur İttifakının anlamı ne olur fark
edemiyor musunuz?
MHP, Cumhur ittifakının
önemini koruyarak, samimi çaba ve gayretleriyle 24 Haziran seçimlerine
hazırlanırken, MHP'ye gidecek oyların peşine bu şekilde düşmek sözde AKP'li gözüken
yazarların işi değildir.
Hele hele Türkiye adına her
türlü siyasi fedakârlığı yapan MHP'ye yönelik bu üslup hadleri değildir.
Anlaşılan AKP içinde bir
kripto damar vardır. Ve bunlar MHP ile olan yakınlaşmadan oldukça rahatsızdır.
O yüzden nezaketi, adabı,
edebi, akılı, mantığı bir kenara bırakarak bodoslama girmektedir.
Cumhur ittifakını bozmak
Türkiye düşmanlarına fırsat vermektir. Bu fırsatı vermeye çalışanlara dikkat
etmek lazımdır.
Gönüllere giren MHP'ye
karşı, bunlar ne yaparsa yapsın engel olamayacaktır.
Çünkü MHP, sağduyulu her
seçmen nazarında vatan için olmazsa olmaz konumu olan bir partidir.
Makaleyi Hemen Yorumla |
Yorumlar Bu içeriğe henüz hiç yorum yapılmamış. |