Türkiye'nin Afrin'e yönelik
başlattığı "Zeytin Dalı
Operasyonu" gösterdi ki, Türk milletinin milli ruhu hala dipdiri…
Bu ruh ateş gibi yanıyor,
kimsenin de bu milli ruhu söndürebilmesi mümkün gözükmüyor.
Bir Mehmetçiğe "İstikamet neresi?" diye
soruyorlar, o Mehmetçik "Kızıl
Elma" diyor. Başka bir Mehmetçiğe cephede duygularını öğrenmek için
mikrofon uzatıyorlar, o da Ziya Gökap'in şu dizeleriyle cevap veriyor : "Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne
Türkistan/ Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan"
***
Ülkemizde yaşayan Doğu
Türkistanlı soydaşlarımız içlerinden 500 kişiyi gönüllü asker yapmak için "Biz hazırız, emir bekliyoruz",
"Kalbim Afrin'de", "Bizi de Askere Alın"
pankartlarıyla hem gösteri yaptı, hem de askerlik şubesine başvurdu.
Sınırda bulunan il ve
ilçelerdeki Türk anaları, Mehmetçiğe kurban kesip sıcak yemeklerini yediriyor.
Camilerden terörle mücadele
eden askerlerimize dua sesleri yükseliyor.
Türk milletinin milli ruhu
bu şekilde iken, elbette bünyesinde hain barındırması, o hainlerin bu operasyon
karşısında faaliyete geçmesi de Türkiye'nin bir başka gerçeğidir.
Bu hainlerin sözde
siyasetçisine, gazetecisine, yazarına, yorumcusuna, sanatçısına, derneğine,
partisine "Zeytin Dalı
Operasyonunu" soruyorlar.
Hepsi koro halinde "Savaşa karşıyız" diyor…
Türkçe meali şu: Teröristlerin öldürülmesine karşıyız.
"Zeytin Dalı Operasyonuna" karşı
sözde sanatçılar, akademisyenler, yazarlar, siyasetçiler toplanıp bir bildiri
yayınlamışlar.
Geneli HDP'li, CHP'li,
ÖDP'li tiplerden oluşuyor. İçlerinde Hüsamettin Cindoruk, Bahattin Yücel,
Ertuğrul Yalçınbayır, Nesrin Nas gibi sağ partilerde genel başkanlık, siyaset
yapmış kişilerde var.
İmza attıkları bildiri de
en ilginç cümlelerde şunlardır:
"Ülkemizde ve bölgemizde savaş değil sulh ve
sükûn istiyoruz. Sınırlarımızı korumanın ve beka sorunu yaşamamanın en iyi
yolunun karşılıklı dostluk ve iyi komşuluk bağlarını güçlendirmek olduğuna
inanıyoruz. Güvenliğimizin milyarlara mâl olan silahlanmayla, gencecik
insanların yaşamı pahasına ve on binlerce aileyi yersiz yurtsuz bırakacak bir
savaşla değil, karşılıklı müzakere ve işbirlikleri üzerinden sağlanacağını,
üstelik bunun mümkün olduğunu, tecrübe ile biliyoruz.
Türkiye'ye bir tehditte bulunmayan, Suriye toprağı
olan Afrin'e silahlı müdahalenin bölgemize ve ülkemize barış ve güvenlik değil,
daha büyük sorunlar, yıkım ve acı getireceğini, Kürt yurttaşlarımızı da
yürekten yaralayacağını biliyoruz."
***
Bu bildiriye imza atanların
çoğu kendini "Anti-
Emperyalist" gösteren devrimci ve komünistlerdir. Ama bu hain güruh,
ABD'nin PKK'ya silah yardımı yaptığını ve PKK'ya 30 bin kişilik ordu kuracağını
duyurduğu halde "Türkiye'ye bir
tehditte bulunmayan" cümlesiyle gelişmelere maske takmaya
çalışıyorlar.
Bildiriye imza atanların % 90'ı
zaten bugüne kadar hep terör örgütü PKK'ya sahip çıkanlar değil mi?
Türkiye'nin terör örgütü
PKK'ya yönelik operasyonu bunları rahatsız etmeyecekte kimi edecek?
Bir de bunlar barış,
kardeşlik, dostluk gibi kavramları kullanmıyorlar mı, asıl iğrençlikleri o
olmaktadır. Elinde silah, masumları öldüren, tipleri görünce kusturacak
kadar iğrenç ötesi olan teröristleri bu kavramlarla savunacak kadar ahmak
olabilenlerin bildirisinden başka bir şey değildir.
Bu ahmak hainlere sormak
lazım.
ABD bu kadar silahı terör
örgütü PKK'ya niçin vermektedir ya da PKK bu kadar silah yardımını niçin kabul
etmektedir?
Huzur, barış, kardeşlik,
dostluk için mi bildiri ahmakları?
Terör örgütü PKK, örgütünü
fes etti, iyilik derneği oldu da bizim mi haberimiz yok?
Bu kadar hain, eğer Afrin
operasyonuna karşı çıkıyorsa, Türkiye gerçekten terörle mücadele hedefinde
doğru yoldadır.
Bu hainlerin gördüğü en
büyük gerçek ise, Türk milletinin milli ruhunu aşamayacakları ve hedeflerine
asla ulaşamayacaklarıdır.
Her ölen terörist bunların
nefesinin daralmasıdır.
O yüzden "Vur Mehmedim Vur" diyoruz.
Barış, huzur, dostluk, bu
ahmak ve hainlerin sahip çıktıklarını toplu imha ettiğimiz gün gelecektir.