Aydın Doğan, Doğan Medya Grubunu
"Artık dayanacak gücüm kalmadı ve
satış gerçekleşti" diyerek Demirören Grubuna sattı. Tam resmi imzalar
atılmasa da resmi duyurusu yapıldı.
Aydın Doğan'ı bu noktaya
getiren ve "dayanacak gücünü
bırakmayan" neydi?
Elbette siyasi manzarayı
değiştirememesiydi.
7 Haziran seçimleri öncesi
ve sonrası çok uğraştı. PKK'lı Selahattin Demirtaş onun medyasında parlatıldı.
7 Haziran seçim sonuçlarına
göre siyaseti dizayn etmek için çok çaba verdiler. Bunu başaramayınca, 1 Kasım
seçimleri sonrası MHP üzerinde yapılmak istenen operasyona el attılar.
FETÖ merkezli yürütülen
operasyonda yine parlatma makinesi görevini Aydın Doğan'ın medyası üstlenmişti.
Sırf siyaseti dizayn etme
adına geçmişte kanlı bıçaklı olduğu, "Genelev
patroniçesinden rüşvet aldı" diye haber yaptırttığı, Hürriyet
gazetesini yasa dışı dinlettiği için tazminat ödettiği, manşetlerle sürekli
aşağılattığı Meral Akşener'e siyasi yatırım yaptı. Sırf "MHP'deki operasyon başarıya ulaşsın" diye gece-gündüz
onu ekranlarına çıkardı, gazetelerinde parlatmaya çalıştı.
15 Temmuz darbe girişimi
olunca korktu, bu parlatma işine ara verdi.
15 Temmuz darbe girişimin
atmosferi ortadan kalkınca kaldığı yerden devam edip, MHP üzerinde operasyon
yapıp başarılı olamayınca parti kurmaya kalkanlara yine kol kanat germeye başladı.
İP kuruldu, onun İP'ini
yine Aydın Doğan tutmaya çalışmıştı.
Aydın Doğan'la ilgili
önceki yazılarımda "Kim ne derse
desin Aydın Doğan bir Türkiye gerçeğidir. Yaşı 81'e ulaşmasına rağmen,
anlaşılan o da medya-siyaset-ticaret ilişkilerinde bu konumunu kaybetmek
istemiyor. Aydın Doğan ticaret ve medyada yükselişini aynı zamanda siyaseti
dizayn etmekte kullanmış biri olarak anılmaktadır. Hakkındaki tüm yorumlar ve
yazılar bu şekildedir ve tarihe de şimdiden böyle geçmiştir. Ya da başka bir
sonuç olarak, 1980 sonrası onun yükselişini sağlayanlar, onun üzerinden kendi
konumlarını belirliyor. Bizim gördüğümüz önde Aydın Doğan silueti iken belki de
arkada ona yön tayin eden farklı yüzler vardır." Tespitinde
bulunmuştum. Anlaşılan Aydın Doğan ve onu yönlendirenler oynadığı son
kozlarının da bir fayda getirmeyeceğini anlamış olmalı ki, aniden Doğan Medya
Grubunu satışa çıkardı.
Aydın Doğan'ın "Artık dayanacak gücüm kalmadı"
dediğine dair iddiada sanırım siyaset dizaynındaki son başarısızlıklarıdır.
Geçmişte siyasi manzaraları
fırçasıyla çizen Aydın Doğan artık hükümsüz kalmıştır. Siyaset borsasında tüm
yatırımını son olarak İP'e yapmış ama hisselerini batırmıştır.
Aydın Doğan son kumarını
oynayan ama yenilen olmuştur.
"Elimdekini, avucumdakini tüm yitirmeden artık
hayatımın son demlerini evimde geçireyim" derdine
düşmüştür.
Aydın Doğan herhalde
emekliliğini Ahmet Hakan ve Taha Akyol'la beraber yatlarda geçirecektir.
Gördük ve şahidiz Ahmet
Hakan'ın yatlardaki garsonluğu bir numaradır.
PKK'lı Selahattin Demirtaş
cezaevinden çıkarsa, Meral Akşener babaanne olmaya karar verirse onları da "sizin için ne mücadeleler
verdim" şeklindeki anılarını anlatmaya yatına davet edebilir.
Milli mücadele verilen şu
günlerde, Aydın Doğan'ın siyasi yatırımları ve o yatırımların yaydığı fitneler
Türkiye'ye zarar vermekteydi. CHP, HDP, İP bu manada artık öksüz kalmıştır.
Bu cephe arkalarındaki en
büyük gücü "dayanacak gücü
kalmadığı için" kaybetmiştir.
Artık Sözcü, Cumhuriyet,
Bir gün, Aydınlık, Halk Tv üzerinden fitne yayma çabasına devam edeceklerdir.
Bu sol medya, bu cephenin
nefes borusu olacaktır.
Aydın Doğan'a elbette çok
kızgınlar…
"İktidardan korktu kaçtı" diye
arkasından seslenmeyi de ihmal etmiyorlar. Aydın Doğan eğer CHP, HDP, İP gibi
cephenin başarılı olacağına inansa onda bu hırs varken asla bu alanı terk
etmez, son nefesine kadar mücadelesini sürdürürdü.
Aydın Doğan'ın apar topar
medya grubunu satması aslında siyasi yatırımlarının çapsızlığıdır. Aydın
Doğan'a "Korktu kaçtı"
diye kızanlar aslında bunun sebebinin kendileri olduğunu anlamalıdır.
Aydın Doğan, artık medyada
ölü hale gelmiştir. Onun güvendikleri ona hayal kırıklığı olmuştur.
Ona güvenenlerde artık yeni
dayanak aramalıdır.