Bu
açıklamayı hem dostlardan, hem de MHP’yi koruma, savunma mücadelesi verirken
bize saldıran kişilerden gelen mesajlardan dolayı yapmak zorunda kalıyorum.
Dostlarımız
“Milletvekili aday listesinde seni de görmek
isterdik” şeklinde anlamlı mesajlarla bizi onurlandırırken, düşman
cephesinden de “Yıllardır Devlet
Bahçeli’nin tetikçiliğini yaptığın halde, yıllardır yalakalık yaptığın halde
aday listesinde bile yoksun. Değerin işte bu kadar” şeklinde mesajlarla itibar
suikastı yapmaya ve tahrik etmeye çalışıyorlar. Maskelerini düşürdüğüm her
yazının altına buna benzer mesajlarla akıllarınca dalga geçtiklerini
sanıyorlar.
Öncelikle
kıymetli dostlarım ve bu şerefi düşükler bilsin ki, ben milletvekili adaylık
başvurusu yapmadım. Hem de Liderim Sayın Devlet Bahçeli, bizzat yanına çağırıp “Evladım; yıllardır verdiğin emek ve
mücadeleden dolayı her türlü hak ediyorsun. Türkiye’nin her yerinden, araştır,
bak ve sana uygun olan başvuruyu yap” dediği halde milletvekili adaylık
başvurusu yapmadım.
Benim
gerek Ülkü Ocakları bünyesinde görev yaparken, gerekse MHP Genel Merkezi’nde
görev yaptığım süre içinde asla bir makam kaygım ve kavgam olmadı. Beni
yakından tanıyan herkes bunu bilir. Hele ki, bazılarını tenzih ediyorum milletvekili
olma kavgası için ölçüyü kaçıranları gördükçe zaten bu alana hiç girmeyi
düşünmedim. İnandığım davayı yazılarımla savunmanın hazzını hiç bir şeyde
alamayacağımı çok iyi biliyorum.
18 Mart
2018 tarihinde gerçekleşen MHP kongresi öncesi vefa abidesi Liderim Devlet
Bahçeli, MYK üyeliği konusunda teklifte bulunduğunda da “Sayın Genel Başkanım, bana zaten danışmanlık gibi anlamlı bir sıfat
verdiniz. Bana bir sıfat daha taşıma fırsatı verip de, bir sıfatı işgal etmemin
doğru olmayacağını düşüyorum. Oraya benim yerime sadakatli birine yer
açabiliriz. Zaten ben 24 saat ölümüne emrinizdeyim. Mücadelemi sürdürüyorum” demiştim.
18 Mart
MHP kongresi ve 24 Haziran milletvekilliği seçimlerine yönelik sürecin kendi
adıma özeti budur.
Biz,
MHP’yi ve Lideri ne makamlarda yükselmek, ne de gelecek kaygısı için
savunmuyoruz. İnanarak, yürekten geldiği gibi savunuyoruz.
Bizi
kimse kendisiyle karıştırmasın…
Biz
birçok kişinin susup, sindiği dönemlerde herkese karşı hiç menfaat gözetmeksizin
dimdik durmasını bildik.
Ölüm
tehditleri, davalar, çıkar ve menfaat teklifleriyle bizi muhatap ettiler.
Yolumuzdan
da, mücadelemizden de dönmedik.
Ne
olursa olsun bu mücadelemizden dönmeyeceğimizi, yılmayacağımızı dostlarımızda,
düşmanlarımızda çok iyi not etsin.
Önümüzde
çok önemli bir 24 Haziran seçimleri vardır.
1 Kasım
sonrası FETÖ operasyonuna uğrayan ve o günden beri üzerindeki saldırıları bir
türlü bitmeyen MHP, kendi özgül ağırlığını göstereceği bir seçime girmektedir.
Bu süreçlerde yalnız kaldık, yediğimiz hançerlerden çeşitli travmalar yaşadık,
her türlü kara propaganda saldırılarına maruz kaldık. Ve yine çok şükür dimdik
ayaktayız.
Bu seçim
Ülkücüler için, MHP için bir sınavdır.
Bu
sınavın altında MHP kalırsa, her Ülkücü kalacaktır.
Başarı
olacaksa, bu her Ülkücünün başarısı olacaktır. MHP bizim evimizdir, yuvamızdır,
şerefimiz ve namusumuzdur.
Evimizin
namusuna el ve dil uzatanlara ders vereceğimiz ve dimdik olduğumuzu
göstereceğimiz bir seçim önümüzdedir.
Her gelişme gösterdi ki, Ülkücüler için MHP dışında yuva arayan şaşkındır.
Başka
kucaklara koşanların acınacak hali ortadadır.
O yüzden
herkes el ele verip MHP’nin başarısı için 24 Haziran’a kadar çalışmalıdır.
Milletvekili
listesine konulmayan dava adamıysa küsmeyecek…
Sıralamasını
beğenmeyen milletvekili adayı sıralama kavgası vermeyecek…
Herkesin
eksiği olabilir, herkesin birbirine söyleyecek sözü olabilir.
Ama
ortaya çıkan karar sonrası herkes kavgayı, küslüğü bırakıp, davaya hizmet
yarışında olmalıdır.
Liderin
güvenirliği, dava adamlığı, vefası Ülkücü Hareket üzerinde güneş gibi
parlamaktadır.
Bu güneş
hepimize yeter…